Ksantos (Likya dili: Arnna) Fethiye yakınlarındaki antik kent. Fethiye - Kaş karayolunun 60 km. sinde bulunmaktadır. Antik Çağda Likya'ya başkentlik yapmıştır. Kentte ele geçen en eski kalıntılar MÖ 8. yüzyıla kadar gitmektedir.
Pek çok tarihi olaylara ve savaşlara sahne olan kentten günümüze ulaşan kalıntılar arasında kaya mezarları, lahit mezarları ve Likya kültürüne özgü dikme mezar anıtları vardır. Likya akropolü erken dönem eserleri arasındadır.
Birçok kez onarılmış tiyatro ve Erken Hıristiyanlık Döneminde yapılmış kilise görülebilecek eserler arasındadır. 1840'lı yıllarda antik kentte kazılar yapan İngiliz Fellows, "Nereidler Anıtı" ile pek çok eseri British Museum'a götürmüştür.
Şehir, İ.Ö. 545-546 yıllarında Pers kumandanı Harpagos tarafından kuşatılır. Xanthoslular, kahramanca karşı koyup direnmelerine rağmen çaresiz duruma düştüklerinde, kadın ve çocuklarını öldürüp şehri ateşe vererek insansız ve harap bir şehri Harpagos'a bırakırlar. İ.Ö. 475-450 arasında Xanthos, bu kez yangın felaketi ile karşılaşır.
İ.Ö. 334 yılında Büyük iskender şehri almıştır. İskender'in ölümünün ardından Xanthos, İ.Ö. 309'dan itibaren Mısır hanedanı Ptolemaios'ların, ardından birçok Likya şehri gibi Suriye Kralı III. Antiokhos'un egemenliğini kabul etmek zorunda kalmıştır.
İ.Ö. 2. yy.da Likya Birliğinin başkenti olan Xanthos, İ.Ö 42 yılında bu kez Romalı Brutus tarafından yerle bir edilmiş, ancak ardından İmp. Marcus Antonius'un gayretleriyle yeniden imar görmüştür. İ.S. I.yy.da Roma egemenliği altındaki Xanthos'ta İmp. Vespasianus adına tak yaptırılmış, günümüze kalmış Roma yapılarının çoğu bu dönemde inşa edilmiştir.
Bizans egemenliği sırasında piskoposluk merkezi olan Xanthos, bu dönemde birçok yeni yapıya kavuşmuştur. 7.y.y. sonrası Arap akınları şehrin önemini yitirmesine sebep olmuş ve1938 yılında Charles Fellows'un burayı keşfedip bazı kalıntıları Londra'ya taşımasına kadar ufak bir köy kimliğiyle yanı başındaki Kınık'ta yaşamını sürdürmüştür.
Xanthos'un her iki akropolü de değişik örgü sistemlerinin görüldüğü sur duvarları ile çevrilidir. Likya akropolünün kuzeyinde Roma devri tiyatrosu yer alır. Xanthos'un en ilginç kalıntıları, tiyatronun batısında konumlanır. Bunlardan ilki yüksek dikdörtgen yekpare kaide üzerindeki ölü ailesi ile yanındaki kadın gövdeli, kuş kanatlı yaratıklar olan ve ölülerin ruhlarını gökyüzüne taşıdıklarına inanılan "Harpy" kabartmalarına sahiptir.
Bugün orijinal kabartmaları, Biritish Museum'da sergilenen Harpy Anıtı, İ.Ö. 5. yy.a tarihlenmektedir. Bu anıt mezarın yanında 4. yy.a ait diğer bir kaideli Likya lahdi yer almaktadır. Tiyatronun bitişindeki kare şekilli geniş alan ise 3 yanı dükkanlarla çevrili Roma devri agorasıdır.
Agoranın kuzeydoğu köşesinde, Harpy Anıtına çok benzer, yekpare dikdörtgen gövdesinde Likya ve Grekçe dilinde yazılmış kitabe yer alan I.Ö. ö.y.y.ait anıt mezar yükselir. Anıtın gövdesindeki kitabe günümüze dek bulunmuş Likya dilindeki en uzun kitabe olup, Kherei adlı Xanthoslu prensin serüvenlerini anlatmaktadır.
Roma akropolünde de birçok kaya mezarı ve kaideli mezarı yan yana görmek mümkündür. Bu alanın güney eteklerde yer alan, Aslanlı Mezar, Payava ve Merehi lahitlerinin kaideleri dışında tümü British Museum'da sergilenmektedir. Günümüz kalıntılarına çıkan rampanın sağ kenarında sadece temelleri kalmış olan İ.Ö. 4. yy.a ait tapınak planlı Nereid anıtı da British Museum da sergilenen Xanthos'un ünlü anıtlarından biridir.
Xanthos örenyeri, Likya uygarlığının özgünlüğü ve kazılarda elde edilen buluntuların önemi nedeniyle UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası listesine dahil edilmiştir.
Xanthos çevresinde, Xanthos-Letoon, Kınık, Kale, Eşen çayı bulunmaktadır.